25 Nisan 2012 Çarşamba

İNSANLA ANLAŞMAK


Bilge baykuş ve karga her gün yeni bir konuda konuşmanın keyfini yaşıyorlardı. Karşılıklı konuşma birbirine yeni ufuklar açıyordu. Karganın sorusu, bilge baykuşun açıklamaları zincirleme yeni sohbetlerin kapısını aralıyordu.

Karga bu gün bir dileğini konuşmak istiyordu. Sürekli eleştirinin iletişimde bir duvar oluşturduğunu düşünmüştü.

Merak ve temenni ile sordu:

-İnsanları sürekli eleştiriyoruz. Ama gönül isterdi ki, bütün canlılar birbirini anlasın. Anlaşamadığımız için mi düşmanlaşıyoruz. İnsanlarla anlaşmanın nasıl mümkün olacağını merak ediyorum.

Bilge baykuş ‘bu biraz zor’ der gibi açıkladı:

—Öncelikle insan kendiyle anlaşmalıdır. Sonra insan insanla anlaşmalıdır. Daha sonra da bizimle anlaşmalıdır. Oysa insan önce kendiyle anlaşamaz ve kendine yalan söyler. İnsan hoşuna gitmeyen şeyleri görmezden gelir ve kendini aldatır. Ya da işine gelen şeye inanarak gerçeğe göz yumar. Onun için önce insan kendine karşı dürüst olmalıdır. İnsanın diğer insanlarla anlaşması da ciddi bir sorundur. İnsanlar düşünürken, anlamlandırırken ve konuşurken sözcükleri kullanır. İnsan sözcüklere ise önce kendi hayatıyla ilgili anlam ve yorum ekler. Sonra da ideolojik bir şablona oturtur. Artık sözcükler sübjektif ve çatışmacı bir rol kazanır. Bu malzemeyle insan diğer bir insanla nasıl doğru bir iletişim kurabilir ki? Elinizde çiçekler değil de silahlar varsa nasıl oturup konuşacaksınız? Kendi cinsiyle anlaşamayan insanın bizimle anlaşması ise üzerinde durulacak bir konu değil, ancak Durdu Güneş'in fıkraları aramızda ortak bir alan oluşturabilir.



Durdu GÜNEŞ


(Her güne bir fıkra)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder