9 Nisan 2012 Pazartesi

SUSMAK MI KONUŞMAK MI?



Aslanla tilki bir aradaydı. İkisi de konuşmuyordu. Sessizlik egemendi.
Tilki sessizliği bozdu:
-Söz orucu mu tutuyorsun? Çok sessizleştin.
Aslan durumdan dertliydi;
-Kral soytarısı gibi konuşuyoruz, ama konuşmak isabet almayınca ortada sadece soytarılık kalıyor. Bir yerde yemi görüp oltayı fark etmeyen bir alıklık, anlık hafızaya sahip bir balıklık varsa; orda kulak duymuyor, beyin de değerlendiremiyor. Bir yerde korku umudun önünü kapatmışsa; gerçek, palyaço kılığına girip fıkra olarak konuşuyorsa, orda sözün bir hükmü mü olur? Bu ortamda konuşunca, boşluğa ıslık çalıyormuşum gibi geliyor, dedi.
Tilki de durumdan hoşnut değildi. Aslanın sözleriyle rahatlıyordu. İçinden gelen bir coşkuyla aslana tavsiye ve iltifatta bulundu.
-Kralım yinede siz haykırmaya devam edin. Sesinizi şimdi duyan olmasa da tarih duyacaktır.

Durdu GÜNEŞ
(Her güne bir fıkra)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder