Bilge baykuşla karga
sohbet ediyordu. Karga sürekli insanlarla kendini kıyaslıyor, insanlara bakarak
kendi hayatını tanımlamaya ve ona anlam vermeye çalışıyordu.
Karga bir önceki
sohbette insanların daha rahat olduğunu düşünmüş ancak bilge baykuştan bunun
bir yanılsama olduğunu öğrenmişti.
Şimdi de bilge
baykuştan insanlardaki mutluluk algısının doğru temellere oturup oturmadığını
öğrenmek istiyordu.
Meraklı bir ifadeyle
sordu:
-Her insan mutlu olmak
istiyor ancak mutluluğu; ya erdemde ya kanaatkârlıkta ya umutta ya süreçte ya
sade hayatta ya mutedil olmakta ya da bakış açısında arıyor. Sonra bunlardan da
şüphe ediyor ‘mutluluk gölgedir yakalanmaz, ilgilenmezsen arkandan gelir’ diye
teselli oluyorlar. Nasıl tanımlasalar bir tatminsizlik yaşıyorlar. Acaba
mutluluk nedir? Biz, insanlara dışarıdan bakarak bir tanım getirebilir miyiz?
Bilge baykuş açıklama
getirdi:
-Hayattaki olaylar; bir
duvara yansıyan gölge ve ışık gibidir. İnsanlar da onu seyreden ve bazen üzülüp
korkan bazen sevinçle coşan çocuklar gibidir. İşte insanlar; gölge ve ışığın,
bir bütünün parçası olduğunu düşünüp onu ibretli ve eğlenceli bir serüvene
dönüştürebilirlerse mutlu olurlar.
Karga devam etti:
-Onu beşi bilmem. Hayatı
karmaşık hale getirip sonra bu karmaşanın içinde mutluluğu bulamayan insanlar
belki budalalıkla yaftaladıkları bizim sade hayatımıza bakarak bir yol
bulabilirler.
Durdu GÜNEŞ
(Her güne bir fıkra)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder