Aslan ve tilki baş başa vermiş
konuşuyorlardı. Tilkinin kafasında kırk tilki dolaşıyor her şeyi merak
ediyordu. Aslana sordu:
--Siz bizim değişmez
kralımızsınız. Krallığında yaşamak bizim onurumuzdur. Merak ettiğim bir şey var.
Demokrasiyle yönetilen bir yerdeki Devlet Başkanı mı daha huzurlu yoksa siz mi daha huzurlusunuz?
Aslan tane tane konuşarak
açıkladı:
—Bizde yönetim güce ve tabiata,
demokraside ise halka dayanır. Halkta adam kıtlığı had safhada ise, akıl ve
adalet yerine güç ve menfaat tercih sebebi olur. Ben hayvanların ne olduğunu bilirim,
ona göre denge oluştururum. Güç ve menfaate yönelik tercihlerle yönetime geçen
Başkan ise geniş cahil topluluğun “yaşa” naralarıyla, çılgın alkışlarıyla sarhoş
olur, gerçeği göremez. Oysa cehaletin yaygın olduğu yerlerde “yaşa” narası her
an yuhalamaya, çılgın alkışlar ise nefret dolu yumruğa dönebilir. Onun için
Başkanların ne kadar huzurlu olduğunu bilemem ama benim kadar güvende
olmadıkları kesindir.
Tilki açıklamadan memnun oldu.
Sözü iltifatla bağlamayı ihmal etmedi:
—Huzurunuzda ne kadar huzurluyuz
efendim.
Durdu GÜNEŞ
(Her güne bir fıkra)